Prof. Dr. Soner Gökten, sermaye piyasalarının derinliklerinde gizli kalan mekanizmaları çarpıcı bir şekilde güzelleyerek, hayali bir finansal model üzerinden halka açık şirket patronlarının nasıl servetlerini maksimize edebileceklerini anlattı.
"Finansın amacı servet maksimizasyonudur," diyen Gökten, bu amacın gerçekleşmesinde borsaların ve hisse fiyatlarındaki hareketlerin kilit rol oynadığını vurguluyor. Yazısında, reel hayatta görülme ihtimali bulunan fakat etik açıdan tartışmaya açık olan bir senaryoyu kamuoyunun dikkatine sunuyor.
Finansal Modelin Senaryosu
Senaryo, büyük yatırımlar yapan ve hisse fiyatları, uygulanan negatif reel faiz politikaları sayesinde artış gösteren bir şirket ile başlıyor. Şirket patronu, bu yükseldiği dönemde yüksek fiyatlardan hisse satarak nakit elde ediyor. Ardından bu nakdi yurtdışındaki bir fona yönlendiriyor. Fonun sahipliği anonim kaldığı için patronun bağlantısı gözünüe çıkmıyor.
Ekonomik şartlar değiştir; faizler artar, TL değer kazanır ve kredi imkanları daralır. Bu durumda şirket nakit akışı sıkıntısı çekmeye başlar. Çözüm olarak yurtdışına tahsisli, hisseyle değiştirilebilir tahvil ihracına gidilir. Bu tahvilleri alan fon ise, dolaylı yoldan patronun sermayesini barındıran fon olur.
Nakit Akışı, Geri Alım ve Hisse Transferi
Yatırımlar henüz meyve vermediği için şirketin önemli bir nakit akışı yoktur. Bu süreçte şirket, hisse geri alım programı başlatır ve piyasadan hisse toplamaya başlar. Tahvilin vadesi geldiğinde ise şirketin kasasında borcu ödeyecek nakit yoktur. Bu nedenle, tahviller hisseye dönüştürülür ve yurtdışındaki fona hisse devredilir.
Sonuçta patron, yüksek fiyattan sattığı hisseleri daha düşük fiyattan fazlasıyla yerine koymuş olur. Piyasa şartları düzelirse, fon aracılığıyla tekrar hisse satılarak servet maksimizasyonu döngüsü devam ettirilir.
Yatırımcıya Uyarı
Prof. Dr. Gökten, bu "hayali" modelin gerçekte karşılaşılabilecek senaryolara ışık tuttuğuna dikkat çekerek, yatırımcıların resmin bütününü görmeden alacakları kararlar konusunda dikkatli olmalarını tavsiye ediyor.
"Finansal okuryazarlık yetersizliği, karmaşık finansal modellerin arkasındaki gerçek niyetin anlaşılamamasına neden olabilir," diyerek uyarısını yineliyor.
Bu modelin etik olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu olsa da, finansal sistemin nasıl kullanılabileceğine dair çarpıcı bir tablo ortaya koyduğu kesin.
Kaynak: ParaMedya / Prof. Dr. Soner Gökten