Avrupa genelinde güneş enerjisi üreticileri, bu yılın bahar aylarında yaşanan olağandışı hava koşullarının etkisiyle ciddi mali kayıplarla karşı karşıya kaldı. Mevsim normallerinin altında seyreden güneşli gün sayısı, enerji üretimini belirgin şekilde düşürürken, sektörün kârlılığı son yılların en düşük seviyelerine geriledi.
London Stock Exchange Group tarafından yayımlanan verilere göre, güneş enerjisi tesislerinin kârlılığını yansıtan “yakalama oranı”, Mayıs ayında ortalama sadece yüzde 7 olarak ölçüldü. Bu seviye, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 43’lük dramatik bir düşüş anlamına geliyor.
Uzmanlar, bu düşüşün geçici bir durum olmanın ötesinde, sektörün sürdürülebilirliği açısından da ciddi bir risk oluşturduğunu belirtiyor. Enerji analistlerine göre, “Yenilenebilir kaynakların büyümesi için en kritik tehditlerden biri, güneş enerjisindeki kârlılık erozyonudur. Yakalama oranlarının düşmesi, yatırımcıların ilgisini azaltabilir ve Avrupa’nın uzun vadeli yeşil enerji hedeflerini sekteye uğratabilir.”
Sektörde yaşanan bu gerilemenin, yeni yatırımlar üzerinde caydırıcı bir etki yaratabileceği vurgulanıyor. Uzmanlar, enerji politikalarının iklimsel belirsizliklere karşı daha esnek hale getirilmesi gerektiğini savunurken, güneş enerjisinin iklim değişikliğiyle mücadeledeki stratejik konumunu koruyabilmesi için daha güçlü ve hedef odaklı destek mekanizmalarının devreye alınması gerektiğine işaret ediyor.