Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Can Holding’e yönelik yürütülen soruşturma kapsamında bankanın adıyla ilişkilendirilen iddialara Reuters aracılığıyla yanıt verdi.

Aran, gündeme taşınan iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, ortaya atılan söylentilerin özellikle küçük yatırımcılar üzerinde panik etkisi yarattığını söyledi. “Can Holding dosyası ile İş Bankası arasında bağlantı kurmak mümkün değil. Ancak böyle bir söylenti yayılınca yatırımcı paniğe kapılıyor, hisselerini satıyor ve sonuçta bu durumdan borsada bazı çevreler kazanç sağlıyor” ifadelerini kullandı.

İş Bankası’nın 3 trilyon TL seviyesinde nakdi ve gayri nakdi kredi portföyü bulunduğunu hatırlatan Aran, Can Holding’e de medya varlıklarının satın alınması sırasında diğer bankalarla birlikte kredi sağladıklarını belirtti. “Bu krediyi yalnızca biz vermedik, üç banka birlikte verdik. Ayrıca bankalardan alınan krediler kayıtlı ve şeffaf kaynaklardır” dedi.

Kara para aklama iddialarının bankacılık işlemleriyle ilgisinin bulunmadığını belirten Aran, “Bir kişi kara parayla suçlanıyorsa bu, bankadan aldığı krediyle ilgili değildir; başka yerden getirdiği paradan söz ediliyor demektir” açıklamasını yaptı.

Türk bankacılık sisteminin sağlam yapısına dikkat çeken Aran, Can Holding soruşturmasının sektöre sirayet etmesini beklemediğini de sözlerine ekledi: “Araştırmalar derinleştiğinde, sadece bizim için değil, hiçbir Türk bankası için böyle bir risk olduğunu düşünmüyorum.”

Aran, ayrıca soruşturma kapsamında tutuklanan eski yönetim kurulu üyesi Gökhan Şen hakkında da değerlendirmede bulundu: “Şen, İş Bankası’nda bağımsız yönetim kurulu üyesiydi. Ciner Grubu’nda CEO’luk görevini kabul edince ayrılmasını istedik. İş Bankası, üzerine atılan çamurun iz bırakacağı bir kurum değildir.”