27-28 Şubat 2024 tarihlerinde %20,40 iskonto ile 25,35 TL fiyatla halka arz edilen Artemis Halı hisseleri, yatırımcısını uzun süredir memnun edemiyor. Hisse, yaklaşık bir yıldır sürekli değer kaybederek düşüş trendini sürdürüyor.
Finansal Verilerdeki Artış Hisse Performansına Yansımadı
Şirket, 2024 yılı ile 2025’in ilk çeyreğinde net kârını %4.576 oranında artırarak dikkat çekici bir finansal iyileşme sergiledi. Ancak bu güçlü bilançoya rağmen hisse fiyatındaki gerileme devam etti. Bu durum, piyasa oyuncularının kafasında soru işaretleri oluşturdu. Bazı yatırımcılar, sosyal medyada ve çeşitli yatırım platformlarında hissede doğal olmayan fiyat hareketleri yaşandığını öne sürüyor.
Manipülasyon İddiaları ve Gözaltılar Gündemde
Son dönemde Borsa İstanbul’da yaşanan bazı manipülasyon iddiaları kapsamında gözaltına alınan kişilerin işlem geçmişleri ile Artemis Halı hissesindeki hareketler arasında benzerlikler bulunduğu belirtiliyor. Bu gelişmeler, özellikle İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gurban’ın sosyal medya paylaşımlarında gündeme getirdiği spekülatif işlemlerle ilgili açıklamalarla daha da dikkat çekici hale geldi.
Pay Satışları ve Güven Erozyonu
Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) 19 Mart 2025 tarihli bülteninde pay geri alımlarına kolaylık tanınmasına rağmen, Artemis Halı yönetimi bu yönde herhangi bir adım atmadı. Ayrıca, 5 Mart 2025’te sona eren 1 yıllık pay satmama taahhüdünün bitmesiyle Davut Batallı ve Davut Tolga Batallı’nın toplamda 4,2 milyon adet payı borsada işlem görebilir hale geldi. Bu gelişme, dolaşımdaki pay miktarını artırarak hissedeki satış baskısını büyüttü.
Yatırımcılar, bu adımı şirketin yatırımcı güvenini zedeleyen bir hamle olarak değerlendiriyor. Uzmanlar, halka arz sonrasında yatırım fonları aracılığıyla gerçekleştirilen maliyet gözetmeyen blok satışların incelenmesi gerektiğini savunuyor.
SPK ve Yargı Mercilerinden Adım Bekleniyor
Piyasa uzmanları, yaşanan gelişmelerin sadece sermaye piyasası kuralları çerçevesinde değil, aynı zamanda adli merciler nezdinde de değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Sermaye piyasalarına olan güvenin korunması adına, yatırımcıların yaptığı başvuruların savcılığa intikal ettirilerek sürecin hukuki boyutuyla da araştırılması gerektiği vurgulanıyor.
